Bakan Ahmet Davutoğlu, İstanbul Ticaret Odası’nın (İTO) 2013 yılı ilk meclis toplantısına katıldı. Toplantıda konuşan Bakan Davutoğlu, demokrasi ve insan haklarının olmadığı, hukuk devleti kurallarının işlenmediği bir ülkede ekonomik restorasyonun gerçekleşmesinin mümkün olmadığını söyledi. Davutoğlu, “Ekonomik restorasyonun olmadığı şartlarda dış politikada büyük atılımlar yapmak mümkün değil. Bu atılımlar içerisinde temel hedeflerimiz birincisi ülke içinde özgürlük, güvenlik dengesi sağlayarak belli bir sükunetin ve istikrarın temin edilmesi. İkinci komşu bölge ve havzalarla bütünleşik iktisadi ve siyasi yapının doğması. Bu son derece önemli. Bu komşularla sıfır sorun ilkesinden hareketle başlattığımız ama bir taraftan da sadede sorunlara tepki veren değil, sorunların önüne geçerek o sorunları çözmeye çalışan aktif bir diplomasiyle bunu hayata geçirmeye çalıştık. Bu politikayı iktisadı bütünlükle ele aldığımızda aslında hedefimiz çok basit" diye konuştu.

Türkiye'nin üç zenginliği bulunduğunu, bunların "coğrafya, tarih ve insan" olduğunu ifade eden Davutoğlu, "İnsanımızın önündeki bütün engelleri kaldıracak bir ekonomik seyyaliyeti temin etmek, son 10 yıl içinde vize muafiyetlerini kaldırmamızın temel sebebi budur. Son 10 yıl içinde çevre bütün ülkelerle yüksek düzeyli işbirliği kurmamızın da temel amacı budur. Yine son 10 yıl içinde 50’yi aşkın ülkede vize muafiyeti yanında, 30’a yakın ülkeyle serbest ticaret anlaşması imzalamamızın sebepleri de budur” dedi.

Kriz dönemlerinin aynı zamanda fırsat dönemleri olduğunu dile getiren Davutoğlu, “Bizim bir taraftan Avrupa’daki ekonomik krize, bir taraftan da Akdeniz ve Kuzeyi Afrika’daki siyasal krize dönük olarak doğru tutumlar sergilememiz halinde on yıllardır oluşan açığı kapatma imkanımız var. Dış politikamız, temelde bu şansı mümkün olan en maksimum düzeyde değerlendirmeye dayanıyor. O zaman bizim yapmamız gereken, siyasi sınırlarımız sabit kalacak ama ekonomide sınır tanımayacağız, siyasi sınırlara saygı göstereceğiz ama kullanacağımız araçlarla etrafımızdaki bütün sınırlara aşacağız. İş adamlarımızı bu anlamda yeni ufuklara taşıyacak bir iktisadi sınırsızlık alanı oluşturacağız” diye konuştu.

"OTURAN BÜYÜKELÇİ İSTEMİYORUZ"

Toplantıda üyelerin kendisine yönelttiği soruları da yanıtlayan Bakan Ahmet Davutoğlu, bir soru üzerine, “Oturan büyükelçi istemiyoruz. Makamında oturan ticaret müşaviri de istemiyoruz. Herkes alanda, Türkiye’nin hem tanıtımı, hem de mümkün olan en geniş iş imkanlarını araştırmak üzere bulundukları ülkenin iş adamlarıyla, soysala çevreyle temas halinde olacak. Ama yeşil pasaport meselesi biraz hassas, daha başka nasıl formül üretebiliriz onun üzerinde duruyoruz. İş adamlarımızın işlerini daha rahat yapabilmeleri için ne gerekiyorsa, o konuları yerine getirmeye kararlıyız” dedi.

SURİYE KONUSU

Bakan Davutoğlu, vize muafiyeti konusunda sorulan bir soru üzerine de, “Şu andaki hedefimiz vize muafiyetini temin etmek ve bu konuyu kökten çözmek” ifadelerini kullandı. Suriye’deki olaylarla ilgili de bir soruya karşılık veren Davutoğlu, Suriye’de yaşanan kriz dolayısıyla Türkiye’nin bütün komşularıyla büyük sıkıntıları varmış gibi hava estirildiğini söyledi. Davutoğlu, “Tarihi yakından takip eden insanlar, hiçbir zaman kardeşler arasına dahi sıfır sorun olmayacağını tahmin eder. Bu ilkeyi ortaya koyarken temel hedefimiz, dünyadaki Türkiye algısında köklü bir değişim gerçekleştirmekti. Bu büyük ölçüde gerçekleşti. İran ve Suriye’de farklı düşünüyoruz. Biz, Suriye konusunda 2003'te, 2004'te, 2005'te bütün dünya Suriye'yi izole ederken, nasıl Suriye'nin yanında durmuşsak o zaman; şimdi de yaklaşık 2 yıldır havadan, karadan bombardıman altında ezilen Suriyeli kardeşlerimizin yanında duracağız, bu kararlılığımızı da sürdüreceğiz. İnşallah, yakın zamanda Suriyeli kardeşlerimiz kendi hak ettikleri onurlu hayatı ve özgürlüğü kazanırlar. Biz bu anlamda Suriye’nin adalete ve mazlumların geleceğine destek veren bir politika izliyoruz” şeklinde konuştu.

Suriyeli mültecilerin sayısının 152 bine ulaştığını kaydeden Davutoğlu, “Ciddi bedeller ödüyoruz fakat onurlu bir şekilde gelecek nesillere, onların yanında duran Türkiyeli kardeşleri olarak bir borcu ödüyoruz. Aynen Mısır’da, Libya’da, Tunus’ta olduğu gibi son aşamada da Suriye halkının dediği olacak. O gün bugün sıfır sorun ilkesini Suriye üzerinden yıkmaya çalışanlar, o gün görecekler ki bırakın sıfır sorunu Türk iye ile Suriye arasında sınır kalmayacak” diye konuştu. Davutoğlu, “Sınırlarımıza saygı göstereceğiz ama ekonomik ve kültürel olarak biz komşularımızın hiçbiri ile ne Suriye ile Irak’la ne Rusya ile bir sınır tanımıyoruz. Hanginiz 3 sene önce Türkiye ile Rusya arasında vizeler kalkar diye hayal edebilirdiniz? Bir oturumda kalktı. İşte sıfır sorun ülkesinin geldiği veya ulaştığı hedefler somut olarak bütün politikalarda ortaya çıkıyor” dedi.

“TEHLİKE KALKTIĞINDA PATRIOTLAR GİDER”

Patriotlarla ilgili bir soru üzerine ise Bakan Ahmet Davutoğlu, bu konuda bir manipülasyon yapıldığının farkında olduklarını söyledi. Davutoğlu, “Patriot füzeleri temelde bir savunma sistemi, yani onu konuşlandırırsınız, karşı taraftan bir füze atılmazsa zaten harekete geçmez. Bunları düşünmemizin sebebi Suriye’de maalesef kaotik bir durum oluştu. Suriye’de biz çok sayıda Türkiye’de ulaşabilecek orta ve uzun menzilli füzeler olduğunu biliyoruz. Hükümet olarak ülkemizi gelebilecek bütün risklere karşı hazır bulundurmak” ifadelerini kullandı. Bakan Davutoğlu, başka bir soru üzerine de şunları söyledi:

“Bizim Genelkurmay Başkanlığı ile bu risk ortamı çıktığında yaptığımız değerlendirmelerde, bir tek yerde Türkiye’nin milli kapasitesinin yetmediğini gördük. O da füze savunması konusunda. Yani Suriye‘den veya başka bir yerden Türkiye’ye dönük bir füze saldırısı olursa bunu bilinçli olarak bir Suriye rejimi yapabilir ya da birilerinin eline geçer o yapabilir. O zaman kendi ülkemizi korumak en asli görevimiz. Şu ana kadar NATO’ya hep katkı yapmışız, NATO’dan çok büyük katkılar almamışız. NATO bunun için var Benim ihtiyacım olduğunda, ülkemizin ihtiyacı olduğunda bunu karşılamak NATO’nun sorumluluğu. Patriotlar bu tehlike kalktığı anda gider. Yarın bu tehlikelinin kalktığına inanalım, konuşlanmadan giderler. Ama öyle bir hava estiriliyor ki, sanki patriotlar Suriye’ye saldırmak için veya İran’a dönük bir saldırının parçası olarak geldi; kesinlikle söz konusu değil. İran’dan bu konuda yapılan açıklamaların da hiçbir karşılığı yoktur. Muhataplarımıza bu açıklamaları sorduğumuzda muhataplarımız, 'bu açıklamalar bizi bağlamaz' demişlerdir. Patriotlar tamamıyla savunmaya dönüktür ve sınırlıdır.”